Sevgili Dostlar
Yorumlarınızla, Önerilerinizle bu makalelere can gelecektir.
BİR DAVAYI DERT EDİNDİM. . İNSANLARIN DÜŞÜNCELERİYLE, HEMDERT OLACAĞIM. BU DERT ORTAKLIĞI İLE, BAŞLAYAN DOSTLUKLARA YELKEN AÇAN BİR GEMİ OLACAK BU SAYFALAR.
Bir gece yarısı gönderilen
şifre!
25.09.2016
İstanbul'daki İngiliz sefîri şunlar yazıyordu: "Buldum, buldum,
Osmânlıların zaferden zafere ulaşmalarının sebebini ve bunları durdurma
çâresini buldum.’’
Tarihten ders almak -2-
Geçen hafta bir nebze bahsettiğimiz
gibi psikoloji doktoru sayın Mithat Enç, bir konferansında zekâ
ölçmenin târihçesini söylerken, özet olarak şöyle der:
Zekâ ölçmek, test usulünü kullanmak,
ilk olarak Osmanlılarda başladı. Amerikan literatürlerinde okuduğuma göre,
Osmanlı orduları Viyana’ya kadar gelince, Avrupa devletleri çok korktu.
İslâmiyet Avrupa'ya yayılıyor, Hıristiyanlık yok oluyor diye şaşkına döndüler.
Osmanlı akınlarını durdurmak için çâre aradılar. Çok uğraştılar. Bir gece
yarısı, İstanbul'daki İngiliz sefîri şifre yolladı. Avrupa'ya müjde vermek için
sabahı bekleyemedi: "Buldum, buldum, Osmanlıların zaferden zafere
ulaşmalarının sebebini ve bunları durdurma çaresini buldum" diyor ve
şöyle anlatıyordu:
"Osmanlılar,
aldıkları esirlere hiç kötülük yapmıyor, kardeş gibi davranıyorlar. Hangi
milletten, hangi dinden olursa olsun, küçük çocukların zekâlarını ölçüyorlar.
Keskin zekâlı çocuklar seçilerek, saraydaki (Enderûn) denilen mekteplerde, değerli
öğretmenler tarafından okutuluyor. İslâm bilgileri, İslâm ahlâkı, fen, kültür
dersleri verilerek, kuvvetli, başarılı Müslüman olarak yetiştiriliyorlar.
Osmanlı ordularını zaferden zafere ulaştıran değerli kumandanlar ve Sokullular,
Köprülüler gibi seçkin siyâset ve idâre adamları, hep böyle yetiştirilen keskin
zekâlı çocuklardı. Osmanlı akınlarını durdurmak için, bu (Enderûn) mekteplerini ve
bunların kolları olan medreseleri yıkmak, Müslümanları ilimde, fende geri
bırakmak lâzımdır
Mithat Beyin bu sözleri ve Osmanlı
tarihindeki acı ve yürekler yakıcı olaylar gösteriyor ki, İngiliz sefîrinin bu
teklîfi çok doğru görülerek, Avrupa'daki belli localar harıl harıl çalışmaya
başladılar. Müslümanları aldatmak, medreselerden, mekteplerden ilimli, fenli
din adamları ve idâreciler yetiştirilmesini önlemek için plânlar hazırlandı.
Câhil bırakılan gençler, Avrupa'da manevi değerlerden uzaklaştırıldı. Zevk
ve sefâhete alıştırıldı. Yalancı etiketler, diplomalar verilerek ana vatana
gönderildiler. Bunlar belli locaların çok kurnaz ve milyonlar harcayarak
çevirdikleri dolapları ile, Osmanlı devletinde işbaşlarına getirildiler.
Mustafa Reşid Paşa, Fuat Paşa, Mithat Paşa ve Talat Paşa
bunlardandır...
İslam düşmanları pek sinsi ve
ikiyüzlü davranarak başarı sağladılar. Sultan İkinci Abdülhamid Hân'ın kuvvetli
îmânı ve keskin zekâsı, Müslümanlara ve İslâmiyete saplanmak istenen bu zehirli
hançere karşı çelik bir kalkan gibi dikilmeseydi, düşmanların
imha plânları, Müslümanları ezecekti. Türkiye tarîhinde bunların çeşitli
vesîkaları vardır... [Bu yazı Hakikat Kitabevi'nin yayınlarından
(Faideli Bilgiler) kitabından hazırlanmıştır.]
SALİM KÖKLÜ
TÜRKİYE GAZETESİ BİZİM
SAYFA